Türkiye'nin lazer silahı ALKA, hibrit KAPLAN'la avlayacak

Gündem 20 July 2025, 10:28 TRT Haber 1 görüntülenme Kaynak: TRT
Türk savunma sanayisi bünyesindeki yenilikçi teknolojiler kullanılarak "lazer silahlı hibrit araç" çözümüne imza atıldı.
Roketsan'ın kamuoyunda "lazer silahı" olarak bilinen ALKA Yönlendirilmiş Enerji Silah Sistemi ile FNSS'nin geliştirdiği KAPLAN Hibrit Araç kullanılarak gerçekleştirilen entegrasyon ilk kez IDEF'te vitrine çıkacak. Roketsan Yenilikçi Sistemler Program Müdürü Tuğrul Özdem, yaptığı açıklamada, eski bir Türk ismi olan ALKA'nın "yenilikçi" ve "yok edici" anlamına geldiğini, hem geleceğin silahı olması hem de hedefleri hassas biçimde yok etmesi dolayısıyla bu ürün ailesi için ALKA'yı tercih ettiklerini söyledi. ALKA'yı 2017'de dolanan mühimmat, mini/mikro İHA, FPV dron, el yapımı patlayıcı gibi asimetrik tehditler ve yeni oluşan ihtiyaçlar doğrultusunda oluşturduklarını belirten Özdem, ALKA ile tehdit veya hedefi tespit ettiklerini, hassas elektro-optiklerle ikinci kez tespit ve teşhis uyguladıklarını, ardından kademeli olarak önce tehdide karşı karıştırma, ardından da lazer silahı ateşleme yöntemlerini kullandıklarını ifade etti. Bu işlemler sırasında hem görüntü işleme kullanarak hem yapay zeka desteğiyle operatöre de çok binmemesini sağladıklarını dile getiren Özdem, şöyle konuştu: "Özellikle şunu söyleyelim: ALKA bir silah değil, silah sistemi çözümü. Biz bu çözümü bir veya birden fazla ALKA'yı bir araya getirerek de sağlayabiliyoruz. Aslında sahada halihazırda ispatladığımız ağ destekli silah konsepti, ALKA için tam da tariflenebilir bir şey. Yapay zeka desteği ve birden fazla ALKA ile aynı hedefe birden fazla silah veya farklı hedeflere farklı silah atamalarıyla sadece bölge değil büyük bir alan veya stratejik yerlerin korumasını sağlayabiliyoruz. Bunu yaparken de hava savunma konseptini kullanıyoruz. Halihazırda Çelik Kubbe’nin ilk tamamlayıcı unsuru olarak da ALKA görev yapıyor." Özdem, gelişim sürecinde önce teknoloji gösterimi yaptıklarını, sonra farklı güçlere çıktıklarını, ürünleştirip sahaya sunmalarının ardından yeni varyasyonlara geçtiklerini aktardı. Sahadan gelen geri dönüşler ve bildirimlerin kendilerini ALKA'yı taşıyacak platform için hibrit bir araç çözümüne yönlendirdiğini belirten Özdem, "Hibrit araçta ne yapıyoruz aslında enerjimizi de sırtımızda götürüyoruz. İlave bir enerji naklini yapmamıza ihtiyaç yok ve sahada da yüksek bir mobilite yeteneğine sahibiz. Buraya arabalarla giremedik test alanı olduğu için ama bu sistemlerle sahanın gerçekliğine uygun olarak girebildik. ALKA farklı kullanıcılara, farklı operasyonel hizmetler verecek ve bu hibrit araçta aslında bu yeteneği sağlıyor." dedi. "Teknolojiye yön veriyoruz" Lazer silah sisteminde "güç ne kadar fazlaysa silah o kadar etkindir" ifadesinin çok doğru olmadığını dile getiren Özdem, şu değerlendirmelerde bulundu: "Aslında önemli olan sizin oluşturabildiğiniz gücü, hedefin üzerinde doğru odaklayabilmeniz. ALKA ürün ailesinde biz bunu sağlıyoruz. Hedefin üzerine çok hassas bir biçimde odaklamayı sağlıyoruz. Yani kafalarda canlansın diye söylüyorum. 2 kilometre uzakta türbülans halinde gidebilen bir İHA’nın üzerine 1 TL hassasiyetinde odaklama yapabiliyoruz. Aslında bu size ne sağlıyor? Normal silahlarda siz silahla bir imha veya hedefte bir tahribat yaptığınız zaman ikincil hasarlar da olur. Yani etrafına da bir etki olur. Lazer silah sisteminde bu yok. Lazer silah sisteminde siz nokta vuruşu tahribat yapıyorsunuz ve hedefte de hatalı bir atışı sıfır yakın sunabiliyorsunuz. İkincisi, çok sessiz bir görev yapıyorsunuz. Elektrik kullandığınız için silah sesi, başka mühimmat gürültüsü yok. Sessiz ve gizli, örtülü operasyon yapabiliyorsunuz. Enerjiniz olduğu sürece aslında siz atış yapıyorsunuz.Asimetrik tehditler dediğimizde artık tek tek gelen tehditler gibi düşünmeyin. Bunlar sürü halinde gelen tehditler olarak da algılayabilirsiniz. Her yerden veya her türlü şekilde gelebilen tehditler, onlara karşı da aslında çok hızlı, çok aktif biçimde anlık müdahalelerde bulunabiliyorsunuz. Çünkü kullandığınız şey aslında lazer enerjisi ve lazer aslında ışık hızı demek. Işık hızı da size doğrudan 'an' diyebileceğimiz mertebede müdahale yeteneği sağlıyor." Lazer silah sistemlerinde Roketsan ve Türkiye'nin teknolojiye yön verdiğini vurgulayan Tuğrul Özdem, şunları kaydetti: "Biz bu konuda öncüyüz. Yapılan her şey, arkada gördüğümüz her şey de ilk kez yapılan şeyler. Bir örnek alıp da hadi Türkiye'de de yapalım demedik. Biz burada aslında liderlik ediyoruz. Yaptığımız teknoloji gösterimleri veya kullanıcı ile birlikte belirlediğimiz operasyonel konsept, diğer ülkeler veya kullanıcılar tarafından da örnek alınıyor. Roketsan olarak envatere silahlarımızı teslim ettik. Bunları kalifiye ettik. Kullanıcımızdan faydalı geri bilirimler geliyor. Hem deniz platformlarına hem kara platformlarına hem de gelecekte hava platformlarına entegrasyonumuzu gerçekleştireceğiz. Geleceğin silahında olacağız." Enerji merkezi KAPLAN FNSS Savunma Sistemleri Şasi ve E-Mobilite Çözümleri Müdürü Varlık Kılıç ise KAPLAN platformunu 2016'da geliştirmeye başladıklarını, 2019'da silah taşıyıcı araç olarak envantere girdiğini söyledi. Platforma daha sonra KMC Silah Sistemi'ni entegre ettikleri bilgisini veren Kılıç, şu ana kadar dizel güç grubu kullanılan 300'ün üzerinde aracın teslimatını gerçekleştirdiklerini bildirdi. Araç için 2021'den bu yana hibrit elektrikli güç grubu geliştirme çalışmalarını yürüttüklerini anlatan Kılıç, IDEF 2023'te teknoloji gösterim prototipini sergilediklerini, sonrasında test, geliştirme ve doğrulama çalışmalarını tamamladıklarını, ALKA entegrasyonunu gerçekleştirdiklerini belirtti. KAPLAN'ı hibritleştirme ihtiyacının, şanzımanı yerlileştirme ihtiyacından ortaya çıktığını aktaran Kılıç, şöyle konuştu: "Paletli araçlar da çok kompleks. Paletli aracın ilerleme, sağa-sola dönüş ve frenleme fonksiyonlarını yerine getiren kompleks bir şanzıman sistemi var. Bu şanzıman sisteminin yerine geçecek alternatif bir sistem olarak hibrit elektrikli çözümü düşündük. Bu araçta sağ ve sol paleti ayrı süren elektrik motorlarımız sayesinde, araca çok hassas manevra yaptırabildiğimiz gibi elektrik motorlarının sağladığı yüksek tork ile de dizel versiyona göre çok daha üstün mobilite, hızlanma, tırmanma ve arazi performansı elde edebiliyoruz. Araçta dizel ve elektrik makinesinden oluşan bir jeneratör var. Bu jeneratör elektrikli sürüş sisteminin ihtiyaç duyduğu elektriksel enerjiyi üretiyor. Batarya sistemi sayesinde de bu enerjiyi jeneratörün çalışmadığı durumlarda elektrikli sürüş sistemi için kullanabiliyoruz. Ama jeneratörümüz sayesinde sahada bir şarj ihtiyacı olmadan bütün enerjimizi yakıttan alarak, elektrikli sürüşün avantajlarını kullanıcımızda sunabiliyoruz. Bu jeneratör sistemi aynı zamanda sahadaki bir karakola harici güç desteği verebiliyor. Yani diğer araçların şarjında, diğer araçların elektriksel olarak beslenmesinde kullanılabiliyor. Aynı zamanda aracın üzerindeki 800 voltluk yüksek güç ve yüksek voltajlı elektrik altyapısı sayesinde de yeni nesil silah sistemlerine ve görev ekipmanlarına uygun bir altyapı sunmuş oluyoruz." Elektrikli sürüş sistemin ihtiyaç duyduğu elektriksel gücü üreten dizel jeneratörün çok yüksek güçler üretebildiğine dikkati çeken Kılıç, bu sayede aracın mobilite ihtiyaçlarını için gerekli elektriksel enerjiyi sağlıyor. Bu aynı zamanda da ALKA gibi yeni nesil silahların ihtiyaç duyduğu yüksek voltaj yüksek güç seviyesindeki elektriksel gücü de sağlamayı mümkün hale getiriyor. Dolayısıyla yüksek enerjili bir silah sistemi için ayrıca bir jeneratör taşımıyorsunuz. Zaten aracı ilerletmekte etmekte, araca enerji vermekte kullandığınız jeneratörü aynı zamanda silah sistemi veya bir görev ekipmanı için de kullanabiliyorsunuz. Bu sayede mümkün oldu." Sıfır sesle 24 saat görev Aracın asıl enerji ihtiyacının yakıttan geldiğini söyleyen Kılıç, "Jeneratör bunu elektrik enerjisine çeviriyor ve elektrikli sürüş sistemi sayesinde paletleri tahrik ediyoruz. Ama batarya sistemimiz de var. Bu batarya sistemi enerjiyi depoluyor, jeneratör ve elektrikli sürüş sistemi arasında dengeleme görevi görüyor yüksek manevra, mobilite gerektiren durumlarda. Bu yüksek voltajlı batarya sistemini aracı tamamen sessiz sürmek için de kullanabiliyoruz. Jeneratörümüzü kapatıyoruz. Operasyonun son kilometrelerini tamamen sessiz yapmak amacıyla kullanabiliyoruz. Yaklaşık 10 kilometrelik bir sessiz sürüş menzili var. Depoladığımız enerjiyi sahada hiçbir gürültü veya termal iz ortaya çıkarmadan sessiz gözetleme faaliyetlerini de kullanabiliyoruz. Bu da yaklaşık 24 saatlik sıfır ses ile gözetleme faaliyeti yapması anlamına geliyor." dedi. Araç üzerinde kullanılan yazılım ve birçok alt sistemin tamamen FNSS mühendisleri tarafından geliştirildiğini vurgulayan Kılıç, "1989'dan beri elde ettiğimiz bilgi birikimi sayesinde bunu dünyada yapabilen sayılı şirketlerden bir tanesiyiz." diye konuştu. Varlık Kılıç, araçta kullandıkları elektrikli sürüş sistemindeki elektrik motorlarının sağladığı yüksek tork sayesinde dizel güç gruplu bir KAPLAN araca göre yaklaşık yüzde 20-30 mertebesinde ilave tork üretebildiklerini bildirdi. Kılıç, "Normal şartlarda aynı güç mertebesinde ama tabi ki bu bize hızlanmada çok daha üstün performans sağlıyor. Savaş koşullarında ise biz bu gücü yaklaşık yüzde 50 kadar da arttırabiliyoruz. Bu da arazide, hızlanma performansında çok yüksek bir çeviklik anlamına geliyor ve operasyon anlamında da müşterilerimize, kullanıcılarımıza üstün bir ürün sunmuş oluyoruz." ifadelerini kullandı. Yeni hedef 40 tonluk hibrit araç KAPLAN Hibrit'e yönelik olarak bütün performans, mobilite, ömür testlerini tamamladıklarını bildiren Kılıç, entegrasyon ve birtakım kalifikasyon çalışmaları sonrasında bu aracı müşterilere verebilecek durumda olduklarını belirtti. Kılıç, "Çalışmalarımız ağır tonajda devam edecek. Bu araçta kullanılan güç grubu 20 tona kadar paletli araçları destekleyecek durumda. 40 tonluk paletli araç platformlarını destekleyecek özgün hibrit güç grubu çalışmalarına devam ediyoruz. Operasyon anlamında da kullanıcılarımıza üstün bir ürün sunacağız." dedi.
Fotoğraflar
Türkiye'nin lazer silahı ALKA, hibrit KAPLAN'la avlayacak
Yazı Boyutu: